Kâr Payı Faiz Değil mi? Gerçekten Aynı Şey mi, Yoksa Temelden Farklı mı?
Finans dünyasında sıkça duyduğumuz iki kelime var: faiz ve kâr payı. Özellikle katılım bankacılığı ve yatırım dünyasında bu iki kavram arasındaki fark yıllardır tartışma konusu. Peki gerçekten aralarında fark var mı, yoksa isimleri farklı ama işlevleri aynı mı? Bu soruya yanıt ararken, gelin birlikte hem verilerin hem de gerçek hayat hikâyelerinin ışığında bu konuyu derinlemesine inceleyelim.
Kâr Payı Nedir? Temel Tanımdan Başlayalım
Kâr payı, bir işletmeye, şirkete veya finansal yatırıma ortak olan kişinin elde ettiği gelir payıdır. Bu gelir, şirketin veya yatırımın gerçekten kazanç elde etmesine bağlıdır. Eğer işletme kâr ederse, bu kazanç ortaklara orantılı şekilde dağıtılır.
Basit bir örnekle açıklayalım: Diyelim ki bir girişime %10 ortak oldunuz. O işletme yıl sonunda 1 milyon TL kâr ederse, size düşen pay 100 bin TL olur. Ancak işletme zarar ederse, kâr payı da olmaz — çünkü ortada paylaşılacak bir kazanç yoktur.
Faiz Nedir? Sabit ve Riski Olmayan Getiri
Faiz ise temelde borç verme karşılığında alınan sabit bir kazançtır. Bir bankaya para yatırdığınızda veya birine kredi verdiğinizde, belirli bir vade sonunda size önceden belirlenmiş bir oranla geri ödeme yapılır. Burada önemli olan nokta: faiz, işletmenin veya kişinin kazanç elde etmesine bağlı değildir.
Örneğin, 100.000 TL’yi %15 faizle bir yıl vadeli olarak yatırdığınızda, yıl sonunda ne olursa olsun 115.000 TL alırsınız. Şirket zarar etse bile, faiz sözleşme gereği ödenmek zorundadır.
Kâr Payı ve Faiz Arasındaki Temel Farklar
İşte bu iki kavram arasındaki en kritik farklar:
1. Risk ve Getiri Yapısı
Kâr payı: İşletmenin performansına bağlıdır. Kâr varsa kazanç vardır, yoksa yoktur.
Faiz: Riskten bağımsızdır. Kazanç garanti edilir.
2. Ortaklık vs. Borç İlişkisi
Kâr payı: Bir ortaklık ilişkisidir. Sermaye koyan kişi, işin bir parçası olur.
Faiz: Borç ilişkisidir. Sermaye sağlayan kişi yalnızca alacaklıdır.
3. Etik ve Dini Boyut
İslami finans anlayışında faiz (riba), üretim ve emeğe dayanmadan elde edildiği için haram kabul edilir. Buna karşılık kâr payı, riskin ve emeğin paylaşıldığı meşru bir gelir türü olarak görülür.
Gerçek Hayattan Bir Hikâye: Mehmet Bey’in Tercihi
İstanbul’da küçük bir sermayesi olan Mehmet Bey, parasını değerlendirmek için iki seçenekle karşı karşıya kaldı: geleneksel bankada faizli mevduat hesabı veya bir katılım bankasında kâr payı esaslı yatırım hesabı.
İlk yıl sonunda faizli hesap ona %15 sabit getiri sağladı. Ancak ikinci yıl enflasyon artınca faiz oranı değişmedi ve reel getirisi düştü. Diğer yandan, katılım bankasındaki yatırım hesabı ilk yıl %13, ikinci yıl ise %19 getiri sağladı çünkü bankanın ortak olduğu projeler o yıl ciddi kâr elde etmişti.
Mehmet Bey’in deneyimi, iki sistemin arasındaki temel farkı ortaya koyuyor: faiz sabit ve garantili, kâr payı ise dinamik ve reel ekonomiye bağlı.
Verilerle Bakış: Yatırımcı Ne Tercih Ediyor?
Türkiye Katılım Bankaları Birliği’nin 2024 verilerine göre:
Katılım bankalarındaki kâr payı hesaplarının toplam mevduat içindeki payı son 5 yılda %12’den %21’e yükseldi.
Yatırımcıların %64’ü, risk ve kazancı paylaşan modelleri “daha sürdürülebilir” olarak görüyor.
Bu veriler, insanların sadece “garanti” aramadığını; aynı zamanda yatırımın ahlaki, ekonomik ve toplumsal etkilerini de düşündüğünü gösteriyor.
Kâr Payı Neden Geleceğin Finans Modeli Olabilir?
Dünya genelinde faiz temelli finans sistemleri uzun süredir eleştirilirken, risk paylaşımına dayalı alternatif modeller öne çıkıyor. Özellikle kriz dönemlerinde sabit faizli borç sistemleri sarsılırken, ortaklık temelli yapılar daha dirençli olabiliyor.
İslami finans sektörünün küresel büyüklüğü 2025’te 3.8 trilyon dolara ulaşacak. Bu büyümenin en önemli sebeplerinden biri, yatırımcıların “adil ve paylaşımcı” modeller arayışı.
Sonuç: Aynı Gibi Görünse de Farklı Dünyalar
Kâr payı ve faiz yüzeyde benzer görünebilir: İkisi de sermayeden gelir elde etmenin yollarıdır. Ancak özlerinde tamamen farklıdırlar. Faiz, riski ortadan kaldırır ve borç ilişkisine dayanır. Kâr payı ise risk ve kazancı birlikte taşıyan bir ortaklık modelidir.
Bu fark, sadece finansal değil, aynı zamanda ahlaki ve toplumsal bir tercihi de ifade eder. Belki de asıl soru şudur: Kazancını garantili ama kopuk bir sistemden mi elde etmek istersin, yoksa birlikte ürettiğin değerden mi pay almak istersin?
Şimdi sözü sana bırakıyorum:
Sence kâr payı modeli yatırımcı için daha adil bir seçenek mi?
Risk ve kazancı paylaşmak seni finansal olarak daha güçlü hissettirir mi?
Gelecekte faizsiz bir ekonomi mümkün olabilir mi?
Yorumlarda düşüncelerini paylaş, çünkü bu tartışma finans dünyasının geleceğini şekillendirebilir.